Bulut Bilişim Mimarisi
Bir bulut sisteminden bahsederken, bu sistemi iki farklı
bölüme ayırmak gerekir: ön yüz (front end) ve arka yüz (back end). Bu bölümler
birbirlerine genellikle internet ağı üzerinden bağlanmaktadır. Ön yüz olarak
değerlendirilen bölüm kullanıcı veya müşteri tarafından kullanılan taraftır.
Arka yüz ise sistemin “bulut” denen kısmıdır.
Ön yüz, istemci bilgisayar (veya bilgisayar ağı) ve bulut
sistemine erişmek için gerekli olan uygulamalardan oluşur. Tüm bulut bilişim
sistemleri aynı kullanıcı arabirimine sahip değildir. Web tabanlı e-posta
servisleri Firefox veya Internet Explorer gibi web tarayıcılarını kullanırlar.
Bazı sistemler ise bulut ağına erişim sağlamak için kişiye ya da kuruma özel
uygulamalarla karşımıza çıkar.
Sistemin arka yüzünde “bulut”u oluşturan çeşitli
bilgisayarlar, sunucular ve veri depolama birimleri vardır. Teorik olarak, bir
bulut bilişim sisteminde veri işleyicilerden video oyunlarına kadar hayal
edebileceğiniz hemen her türlü bilgisayar programı bulunabilir. Genellikle, her
uygulama kendi özel sunucusunda tutulur.
Merkezi bir sunucu, her şeyin sorunsuzca çalışmasını sağlamak
için trafiği ve müşteri taleplerini sürekli izler. Bunu protokol denen bir dizi
kurallar takip eder. Protokoller özel bir tür yazılım olan “katman”ları
kullanır. Katmanlar ağa erişmiş bilgisayarların birbirleriyle iletişimini
sağlamaktadır. Çoğu zaman sunucular tam performanslarını göstermez. Bu boşa
giden, kullanılmamış işlem gücü demektir. Ama bir sunucunun birden fazla sunucu
gibi davranmasını sağlayabilirsiniz. Bu tekniğe de “sunucu sanallaştırma”
denmektedir. Bireysel sunucuların yüksek verimle çalışmasını sağlayan sunucu sanallaştırma
tekniği fiziksel makine ihtiyacını azaltmaktadır.
Bulut bilişim hizmetleri sunan ve çok sayıda müşterisi ve
kullanıcısı olan bir şirketin oldukça büyük bir depolama alanına ihtiyacı
vardır. Bulut bilişim sistemleri tüm müşterilerin bilgilerini tutabilmek için
gereken depolama alanının en az iki katı bir depolama alanına gereksinim
duyarlar. Bunun nedeni ise tıpkı bilgisayarlarda yaşadığımız gibi ara sıra bu
cihazların da bozulmasıdır. Bir bulut bilişim sistemi müşterilerinin tüm bilgi
ve verilerinin yedeğini oluşturmak ve bunları farklı bir depolama alanında da
saklamak durumundadır. Yedekleme işlemi kaybedilen verilere tekrar erişebilmeye
olanak sağlar.
Bulut Bilişiminin çeşitli modelleri, tipleri ve yapıları
bulunmaktadır. Bulut Bilişiminin 4 ayrı tipi vardır, bunları başlıklar altında
açıklamaya çalışalım.
Public Cloud (Genel
Bulut):
Public Cloud’da kendi strüktürümüzü (genel yapı, sistem)
tamamen buluttan faydalanarak kuruyoruz. Yani bu demektir ki, strüktürümüzü
üçüncü şirket üzerinde kiralayacağımız kaynaklar üzerinde kuruyoruz. Buna örnek
olarak kullandığımız elektronik postaları gösterebiliriz. Bu elektronik
postalara hiçbir para ödemeden bunların çeşitli özelliklerini kullanıyoruz. Bu
tipi küçük ve orta ölçekli şirketlerde kullanabiliriz. Public Cloud`da basit
tabiriyle esasen ne kadar kullanıyorsanız, o kadar da ödeme yapıyorsunuz.
Private Cloud (Özel
Bulut):
Private Cloud daha büyük şirketler ve bilgileri daha önemli
olan şirketlerin tercih ettiği bir bulut teknolojisi tipidir. Buna örnek olarak
Microsoft şirketinin sunduğu Hyper – V ve System Center ürünlerini
gösterebiliriz. Private Cloud kişisel kurduğumuz yapı olduğu için tüm bilgiler
bizim elimizin altındadır.
Hybrid Cloud (Melez
Bulut):
Hybrid Cloud Public ve Private Cloud’un birleşiminden ortaya
çıkan yapılardır. Güvenlik ve gizliliğin daha önemli olduğu ve tedbirin yüksek
tutulması gereken yerlerde Private Cloud teknolojisi kullanılır, ancak
yukarıdaki güvenlik tedbirlerinin daha düşük düzeyde tutulabileceği alanlarda
Public Cloud kullanmak daha mantıklıdır. Bunların birleşmesi de şirketlerin
hacmine göre değişiyor.
Community Cloud (Topluluk
Bulut):
Bu tipten de kısaca bahsedecek olursak, ilk olarak
belirtmemiz gereken, çok fazla kullanılan bir bulut teknolojisi tipi
olmadığıdır. Community Cloud teknolojisini şu şekilde açıklayabiliriz:
Bulut üzerinde aldığımız herhangi bir hizmeti eğer birkaç
şirket ile ortak kullanıyorsak, buna Community Cloud denir.
Bulut Bilişim Uygulamaları
Bulut bilişim uygulamaları için neredeyse hiç bir sınır
yoktur. Doğru katman ile birlikte, bir bulut bilişim sistemi normal
bilgisayarların çalıştırabildiği tüm programları çalıştırabilir. Basit bir
kelime işlemciden bir şirket için özel olarak tasarlanmış bilgisayar
programlarına kadar her şey bulut bilişim sistemi üzerinden
kullanılabilmektedir.
Neden başka bir bilgisayar sistemine güvenip onu
programlarımızı çalıştırmak ya da verilerimizi depolamak için kullanalım diye
düşünebiliriz. Bunun için bir takım sebepler sıralayabiliriz:
·
Bulut sistemi ile kullanıcılar uygulamalarına ve
verilerine her yerden erişebilirler. Bunu yapmak için herhangi bir bilgisayarı
kullanabilirler. İşlenen veriler şirketin yerel birimleri de dâhil olmak üzere
hiçbir kullanıcının bilgisayarı üzerinde saklanmaz.
·
Bulut sistemler üzerinde çalışırken kullanıcı taraflı
güçlü sistemlere ihtiyaç yoktur. Teknik olarak işlerin çoğunu buluttaki
sunucular üstlenir. Böylece donanım maliyetleri önemli ölçüde düşmektedir.
·
Bulut bilişim sistemleri yazılımsal olarak da pek çok
kolaylık sağlamaktadırlar. Bir şirketteki tüm bilgisayarlara gerekli tüm
yazılımları yüklemek ve bunların güncelliğini sağlamak çok zor olacaktır. Bulut
sistemi bunu bizim yerimize yapacaktır.
·
Sunucu ve dijital depolama birimleri fiziksel bir
alana ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun şirket bünyesinde ya da başka bir yerde
sağlanması gerekir. Bulut sistemleri bu fiziksel alan ihtiyacını ortadan
kaldırmaktadır.
·
Donanımsal gereklilikler büyük ölçüde ortadan
kalkacağı için destek ihtiyacı azalacak ve buna bağlı maliyetler de düşecektir.
·
Şebeke sistemi (grid computing) olarak adlandırılan
teknolojiyle bir ağ üzerindeki tüm bilgisayarlar etkin bir biçimde
kullanılarak, yıllar sürebilecek işlemler kısa süreler içerisinde
tamamlanabilir.
Bulut Bilişim Teknolojisiyle İlgili Endişeler
Bulut bilişimle ilgili en büyük tartışmalardan birisi
güvenliktir. Bu teknolojinin artı yanlarının yanında bazı eksi yanları da
vardır. Bilgilerin ve verilerin başka bir şirketin kasasında saklanıyor
olması bazı endişelere sebep olabilir.
Buna karşılık bulut bilişim hizmetleri sunan
şirketler de en yüksek güvenlik önlemlerini almaya çalışırlar. Zira en
ufak bir veri kaybı tüm müşterilerini kaybetmelerine yol açabilir. Dolayısıyla
gizlilik ve güvenliğe oldukça dikkat ederler.
Gizlilik, bulut bilişimdeki diğer bir önemli
konudur. Eğer bir kullanıcı tüm veri ve programlara her yerden
ulaşabilecek pozisyondaysa bu gizlilik sorunu yaratabilir. Bu gibi
durumlara en temel haliyle, her kullanıcıya bir kullanıcı
adı ve parola atayarak ve sisteme giriş çıkışlarını kayıt altına
alarak çözüm bulunabilir. Diğer bir çözüm de farklı kullanıcı
tiplerinin yaratılması ve her kullanıcının erişebileceği katmanların
belirlenmesi olacaktır.
Bulut bilişime felsefi olarak da yaklaşılmaktadır. Örneğin,
bir bulut depolama sisteminde saklanan verilerin gerçekte sahibi kimdir? Bu
verileri buraya koyan mı yoksa bulut hizmetlerini sağlayan şirket mi? Bu
hizmeti veren şirketler gerek gördüklerinde kullanıcıların kendi verilerine
ulaşmalarını engelleyebilirler mi? Bazı şirketler ve kurumlar bu gibi bazı
sorular üzerinde ve bulut bilişimin doğası hakkında tartışmaya devam
etmektedirler.
Son olarak da bulut bilişim teknolojilerinin diğer sektörler
üzerindeki etkilerine değinebiliriz. En büyük endişelerden birisi de bulut
hizmetlerinin gelişmesiyle birlikte donanımsal ve yazılımsal bakım ve tamir
maliyetlerinin azalacak olması ve buna bağlı olarak da bu işi yapan Bilgi
Teknolojisi (BT) uzmanlarının iş sahalarının daralması durumudur. Bu teknoloji
sayesinde insana olan ihtiyacın günden güne azalması muhtemel bir durum gibi
görünmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder