19 Nisan 2016 Salı

DÜNYA ÜZERİNDE İNSAN YAŞAMI BULUNMAYAN BÖLGELER

                        TİANZİ DAĞI , ÇİN

Hunan bölgesinde Zhangjiajie'de, adını ise lakabı Tanzi olan çiftçi Xiang Dakun'dan alan dağın en yüksek noktası 1262 metredir.




                  DALLOL VOLKANI, ETİYOPYA

Fotoğraflar bir bilim kurgu filminin setinde çekilmiş gibi gözükebilir ama bunların hepsi gerçek. Hem de Mars’ta falan değil, dünyamızda.

Etiyopya’daki Danakil çöküntü bölgesindeki bu kraterlerde sürekli bir hidrotermal aktivite var ve ısı çoğu zaman 50 derece civarında seyrediyor. Bölgeyi keşfe giden gezginlerin ise her an kaynar suya düşüp haşlanma tehlikesi var.  


















                        ATAKAMA ÇÖLÜ , ŞİLİ


Şili’nin kuzeyindeki Atakama Çölü’nde hiçbir canlı yaşam mümkün değil gibi görünüyor. Dünyanın en kuru yerlerinden biri olan bu çölün bazı bölgelerinde 50 yıl boyunca bir tek damla yağmur düşmediği oluyor.

                     DON JUAN GÖLÜ , ANTARTİKA

Antarktika’daki Don Juan Gölü dünyanın en tuzlu ortamı. Tuz oranı yüzde 40’ları buluyor. Araştırmacılar burada buldukları mikrobik yaşam belirtilerinin gölde mi oluştuğunu yoksa başka yerlerden rüzgârla mı taşındığından emin değil. Yani burada aktif yaşamın varlığı henüz kanıtlanmış değil.



Küçük Irk Köpekler


KÜÇÜK IRK KÖPEKLER

Küçük ırk köpekler de, tıpkı insanlar gibi farklı kişiliklere sahiptirler. Bu nedenle kendinize bir ömür boyu yanında olacağınız arkadaşınızı seçerken bazı özelliklere dikkat etmeniz gerekir.

YORKSHIRE TERRIER: 

Kısa, boyundan beklenmeyen bir cesaret ve bela arayışı içerisinde olan Yorkshire Terrier bakımı sırasında, oldukça enerji harcatacak bir türdür. Hemen hemen her zaman başınıza yeni bir bela açmaya ya da hiç bilmediği maceralara atılmaya hazırdır. Sahibine ya da onunla ilgilenen insanlara karşı, oldukça sadık ve sevgi doludur. Yabancı insanlara karşı bazen mesafeli davranabilir. Eğitime oldukça yatkın olmasına rağmen, bazen inatçılık yaparak sıkıntı yaratabilir. Yorkshire Terrier bakım konusunda biraz zahmetlidir. Her gün tüyleri özenle taranmalı, gerekirse özel sprey ve kremlerle yumuşatılmalıdır. Soğuktan çabuk etkilenebileceği için de özellikle kış aylarında mutlaka koruyucu giydirilmesi önerilmektedir.

DACHSHUND:

Bu köpekler mükemmel koruyuculuk yaparlar. Sahibine ve ailesine çok bağlıdır ama tanımadıkları çocuklara karşı agresif olabilirler. Uzun vücutları ve kısa, kütük gibi bacakları dolayısıyla, obezite ve omurilik problemlerine yatkındırlar. Bu ırktan bir köpek tercih edecekseniz, onunla çok uzun yürüyüşler yapmamalısınız.


PEKİNEZ:

Pekinezler çok az egzersiz ihtiyacı duyan, gerçi iyi bir yürüyüşü severler, inanılmaz derecede sevecen köpeklerdir. Bu köpekler harika bir kucak köpeğidir, ama kendi istediklerini de yapmayı severler.Sevecen, korumacı ve çocuklarla iyi anlaşıyor. Pekinezler çok fazla tüy dökmese de ayda bir kere tüylerini tımar etmeniz gerekir. Diğer köpeklere göre daha uzun süre ev eğitimine ihtiyaç duyabilir. Ama bakımı kolaydır ve beraber oynaması güzeldir.

SHIH TZU:

Shih TzuEvde küçük çocuklarınız varsa nazik ve dostça tavırları onlarla mükemmel uyum sağlar çünkü bu köpekler arkadaşlık için yetiştirilmişlerdir. Fazla tüy dökmezler, ama kalın derileri matlaşmaması için düzenli tımara ihtiyaç duymaktadır. Asil ve sevecen bir arkadaş istiyorsanız bir Shih Tzu almayı aklınızda bulundurun.


CHIHUAHUA:

Chihuahua’nın ufak tefek görünümüne kanmayın. Arsız ve kestirilemezler, rahatsız edildiklerinde çocukları ısırırlar. Bu yüzden evde küçük çocuğunuz varsa bu köpekten almayın. Binada yeni bir köpek olduğunu sezerlerse sürekli havlarlar ve sizin dikkatinizi çekmek isterler. İyi taraflarıysa sahiplerine şiddetli sadakatleri ve kedilerle iyi anlaşabilmeleri.

MİNYATÜR POODLE:

Hassas bir ırk olan Minyatür Poodle'lar, bir kişiye bağlanırlar ve yabancıların yanında utangaçtırlar. Çocuklarla, köpeklerle ve diğer evcil hayvanlarla iyi anlaşırlar. Poodle'ların vücut yapıları atletiktir ve vücutlarını çok iyi taşırlar.

PUG:

Kısa bacaklar, kırışık suratlar ve sevecen kişilikleriyle Puglar mükemmel arkadaşlardır. Ama hazırlıklı olun: inatçı olabilirler ama genelde memnun etmeyi isterler. Yüzlerinin şekli hırıltı ve horlamaya eğilimliler demektir. Bu yüzden eğer köpeği gece odanıza getirirseniz uyumanıza engel olabilirler.

MALTESE TERRIER:

Maltese Terrier yavru satışıSağlam bir yapısı bulunan ipek şeklinde tüyleri olan köpek cinsidir.Karakter açısından oldukça canlı bir durumdadır ve hayat dolusu bir köpektir.Sahibine çok nazik yapıda ve sadık bir şekildedir.Çok fazla eğitilebilirliği olan bir köpek olmasa da iyi bir eğitim ve küçük ödüllerle ufak şeyler öğrenebilmektedir.Diğer hayvanlarla arası son derece iyidir.Farklı bir durum olduğunda havlar ve haber verir.

POMERANIAN:

Pomeranian hayat dolu küçük bir köpektir. Öğrenmekten hoşlanan ve sahibine karşı çok sadık bir ırktır. Aynı zamanda inatçı ve cesurdur.  Mükemmel bir bekçi köpeğidir. Yabancılara karşı mesafeli olduğundan onlara havlama eğilimindedir.

BOSTON TERRIER:

Bu ırk mükemmel bir aile köpeğidir. Çocuklarla çok iyi anlaşırlar ve fazla bakıma ihtiyaç duymazlar. Onları arada bir fırçalamanız fazla tüylerini atmaları için yeterlidir. Bu ırk, oburluğuyla ve çiğnemeye olan düşkünlükleriyle bilinirler, bu nedenle, ona bolca çiğneyebileceği oyuncaklar almanız gerekecektir. 

BEAGLE:

Bu cins köpekler herkesi sever,şirin,hayat dolu köpeklerdir,kuyruklarını neşeyle sallarlar.Sosyal,cesur ve akıllıdırlar.Çocuklarla en iyi anlaşan köpeklerdendir. Ne istediklerini bilen,gözlemci köpeklerdir sakin ve disiplinli bir şekilde eğitilmelidirler.İnsana arkadaşlık eden köpekler olarak çok ünlüdürler.Çok hareketli olan bu köpekler ev içinde hareket alanı ihtiyacı duyarlar düzenli günlük yürüyüşler yaptırılmasına ihtiyaçları olur.

PANDALAR

Panda yavruları yetişkin pandalara göre çok küçüktür. Doğduklarında ortalama 100 gram ağırlığında olurlar. Başka hiçbir memeli hayvanın yavrusu yetişkininden bu kadar küçük olarak dünyaya gelmez – kangurular hariç. Yeni doğan pandalar her iki saatte bir emzirilme ihtiyacı duyarlar. Beslenme aralarında da anne genelde yavrularını bırakmaz, ön ayaklarının üstünde onları taşımaya devam eder. Hareket halindeyken de yavrularını nazikçe ağzında taşır. Yavrular üç aylık olduğunda yürümeye başlarlar.



 Panda yavrusu 1.5 yaşına geldiğinde 50 kg ağırlığına ulaşır ve bambu yiyebilecek kadar güçlü ve sert dişlere sahip olur. Artık onun için annesinin yanından ayrılma vakti gelmiştir.
Yetişkin pandaların çoğu yalnız yaşamayı tercih eder. Doğrusu pek de bir araya gelecek zaman bulamazlar, çünkü bu yavaş hareket eden hayvanlar günün 14 saatini bambu yiyerek geçirirler. Vahşi hayatta 1000, hayvanat bahçelerinde ise 100 kadar panda kaldığı sanılmaktadır. Artık nesli tükenmekte olan pandaların çoğu bambu ormanlarının yoğun olduğu Çin'in güneybatısındaki sisli, yağmurlu dağ eteklerinde yaşamayı tercih eder.

Pandalar bambu filizleri ve yapraklarından başka neredeyse hiçbir şey yemezler. Bazen balık ve diğer küçük hayvanlarla beslenebilirler, ama bambu, pandaların menüsünün %99'unu oluşturur. Pandalar çok yerler, hızlı yerler ve günlerinin 12 saatini yemeğe ayırırlar. Bunun sebebi şudur: yediklerinin yalnızca beşte birini sindirebilirler. Ayrıca bambu da pek besleyici sayılmaz. Bambunun sadece filizleri ve yaprakları değerli kısımlarıdır, bu yüzden yetişkin pandalar da sadece bu bölümlerle ilgilenir. Sağlıklı kalabilmeleri için bu 12 saat içinde kendi ağırlıklarının %15'i kadar yemeleri gerekir, bu yüzden de hızlı yerler. Pandaların azıdişleri çok geniş ve düzdür. Bu dişlerin şekli sayesinde bambu filizlerini, köklerini ve yapraklarını parçalayabilirler. Ön ayak bileklerinin kemikleri çok güçlüdür. Yiyeceklerini düzgün bir şekilde parçalayabilmek için önce bitkiyi ön ayaklarıyla sıkıca tutarlar.

Bazen pandaların bulunduğu alandaki tüm bambular doğal nedenlerle öldüğü zaman pandalar da açlıktan ölüyor, çünkü bambuların büyüyüp geliştiği diğer alanları bulamıyorlar. Çin hükümetinin yetkilileri ve bilim adamları pandaların hayatına devam edebilmesi için çalışmaya ve fikir üretmeye devam ediyor.

Pandalar biraz utangaç yaratıklardır, insanların bulunduğu bölgelere pek girmek istemezler. Bu da onların yaşam alanını oldukça kısıtlar. Ne yazık ki insanlar dağlardadaha yüksek yerlere yerleşmeye devam ettikçe pandaların yaşam alanı da küçülmeye devam ediyor.
4 Şubat'ta nesli tükenmekte olan pandalar için Dünya Pandalar Günü etkinliği düzenlenmektedir.


Pandalar Hakkında İlginç Bilgiler
  • Türü tehlikede olan Pandalardan vahşi doğada yaşayanların sayısı yaklaşık 2 bindir.
  • Pandalar günlük besin ihtiyaçlarının yüzde 99’ını bambudan karşılarlar.
  • Dünya’daki her panda Çin’e aittir. Çin pandaları diğer ülkelere kiralar.
  • Pandalar günde 40 defaya kadar dışkı çıkartabilirler.
  • Panda araştırmacıları araştırmalarını yaparken panda kostümü giyerler.
  • Vahşi doğada bir pandanın ömrü yaklaşık 20 yıldır, hayvanat bahçesinde ise 35 yaşına kadar yaşayabilirler.
  • Dişi pandalar yılda sadece 3 gün üreme için uygundurlar.
  • Bir panda gününün yaklaşık yüzde 55’ini bambu toplama ve yeme için harcar.
  • Pandalar, Dünya üzerinde 2-3 milyon yıldır yaşamaktadırlar.
  • Dünya’nın herhangi bir yerine bir panda doğduğunda gen havuzunu geniş tutmaya yardımcı olması için Çin’e gönderilir.
  • Bir panda kürkü yasadışı şekilde 60 bin ila 100 bin dolar arasında satılmaktadır.
  • Pandalar ısırma kuvveti en yüksek memeliler arasındadır.
  • Pandalar vücut yapısı olarak ayıları andırsalar da en çok rakunlara benzerlik gösterirler.

  • Pandaların ana besin kaynağı olan bambular besin değeri açısından fakir olduğundan pandalar günde yaklaşık 20 kilogram bambu yerler.
  • Pandalar doğduklarında sadece 140 gram ağırlığındadırlar ve kördürler.
  • Pandalar iyi bir tırmanıcıdır.
  • Avrupalılar pandanın varlığından 1869 yılında haberdar olmuşlardır.







BEŞİKTAŞ

Beşiktaş Jimnastik Kulübü ya da kısaca Beşiktaş, 1903 yılı Mart ayında İstanbul'da kurulan spor kulübü. Bereket Jimnastik Kulübü adıyla kurulan kulüp, 26 Ocak 1911 tarihinde Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, adıyla tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Daha çok futbol şubesiyle tanınan kulüp, Türkiye'de futbolun profesyonelleşmesinden sonra şampiyon olma başarısı gösteren 5 kulüpten biridir.Şimdiki Başkanı Fikret Ormandır















Renkleri ve arması 

Uzun yıllardır yapılan araştırmalar ve çeşitli kaynaklardan toplanan bulgular neticesinde; bilindiği üzere Beşiktaş'ın ilk renklerinin kırmızı beyaz şeklinde olduğu, ancak Balkan Savaşı'nın kaybedilmesinden sonra şehit düşen, yaralanan veya esir edilen 340.000den fazla askerin yasını tutmak amacıyla renklerin karartılıp siyah beyaz olarak değiştirildiği yazılmaktadır








Kara Kartal sembolü

19 Ocak 1941 tarihinde, Şeref Stadı'nda Beşiktaş'ın Süleymaniye takımıyla oynadığı bir maçta, Beşiktaş takımının hücum ettiği tribünde bulunan Mehmet Galin isminde bir taraftarın "Haydi Kara Kartallar, Hücum edin Kara Kartallar"... şeklinde tezahürat yapmıştır. Beşiktaş'ın maçta üstün oynaması ve art arda ataklar yapması da, taraftarların bu tezahüratı benimsemesini sağlamıştır. Beşiktaş o karşılaşmayı, Şeref Görkey'in voleyle attığı 3 gol, kaptan Hakkı Yeten, Şakir ve Şükrü'nün birer golüyle 6-0 galibiyetle bitirmiştir.Bu maçtan sonra, Kara Kartal Beşiktaş'ın sembolü olarak kabul edilmiştir.

Başkanlar

Kuruluşundan bugüne kadar Beşiktaş kulübünde başkanlık yapmış kişiler aşağıda gösterilmiştir.[

Başarıları

1956-1957, 1957-1958, 1959-601965-661966-671981-821985-861989-90,1990-911991-921994-952002-032008-09
19671974198619891992199419982006
1934, 1951
1923-241933-341938-391939-401940-411941-421942-431944-45,1945-461949-501950-51
1921-22
1985, 1988
  • Türkiye Atatürk Kupası: 1
2000
1974-751988-891989-901993-941997-982005-062006-072008-092010-11
194419471974197719881997
1940-411943-441946-47
1951-521953-54
1951-521953-54
1919-20, 1920
1965-661967-681968-691969-70
100.YIL KUPASI

Beşiktaşın önemi futbolcuları :

1.BOBO
2.PASCAL NOUMA
3.DEMBA BA
4.METİN`ALİ FEYYAZ ÜÇLÜSÜ

5.GUTİ
6.QUARESMA
7.MARİA GOMEZ
8.DELGADO
9.MANUEL FERNANDES



 











Avrupa Kupaları



Beşiktaş Futbol Takımı, 2 Aralık 2010 tarihinde ÇSKA Sofya ile oynanan Avrupa Ligi maçı öncesinde.
Beşiktaş, 1956-57 Federasyon Kupası şampiyonu olarak Türkiye'yi Şampiyon Kulüpler Kupası'nda temsil etme hakkı kazanmıştır. Ancak o dönemde Türkiye Futbol Federasyonu'nun Beşiktaş'ın ismini UEFA'ya geç bildirmesi sebebiyle Avrupa kupalarına katılım hakkını yitirmiştir.[82] 1957-58 Federasyon Kupası'nda da şampiyonluğa ulaşan Beşiktaş, bir kez daha 1958-59 Şampiyon Kulüpler Kupası'na katılım hakkını kazanmıştır. 3 Temmuz 1958 tarihinde çekilen kurada Yunan takımı Olympiakos ile eşleşmiştir. Ancak çıkan diplomatik sorunlar sebebiyle Olympiakos takımı turnuvadan çekilince; Beşiktaş ilk Avrupa kupası maçını oynamadan hükmen galip olarak tamamlayarak bir üst tura yükselmiştir.[83] Daha sonra ilk turda İspanyol takımlarından Real Madrid ile eşleşen Beşiktaş, ilk maçta deplasmanda 2-0 yenilmiştir. Bu maçın rövanşında ise rakibiyle 1-1 berabere kalarak elenmiştir. Avrupa kupaları tarihinde Beşiktaş'ın ilk golü de bu maçta Kaya Köstepen'den gelmiştir.[84] Beşiktaş Avrupa kupalarında en farklı galibiyetini, 3 Ekim 2002 tarihinde 2002-03 UEFA Kupası rövanş maçında Sarajevo takımına karşı 5-0'lık skorla elde etmiştir. En farklı mağlubiyetini ise 6 Kasım 2007 tarihinde 2007-08 Şampiyonlar Ligi grup maçında Liverpool'a karşı 8-0'lık skorla almıştır. İbrahim Üzülmez 63 kez ile UEFA turnuvalarında Beşiktaş formasıyla en fazla maça çıkan futbolcudur. Oktay Derelioğlu ise Beşiktaş formasıyla attığı toplam 14 gol ile Beşiktaş'ın Avrupa kupalarında en çok gol atan oyuncusudur.[82]


132 DESİBELLİK DÜNYA REKORU 
Beşiktaş 2007-2008 döneminde şampiyonlar liginde Liverpoolla yaptığı maçta taraftanın muhteşem desteğiyle 132 desibellik dünya rekoru kırıldı

KAYNAKÇA
vikipedia
beşiktaştarihi.org
youtube